Kaldı mı ey arsız akasya çiçeğinde birazcık bahar kırıntısı?
Ben işi başından aşkın, tabiatta şaşkın, fabrika bacalarına kızgın bir yaban arısı.
Kondum, göçemedim. Al yazmalı, kızıl saçlı kızlar diyarına. Gönlüm orada, gözlerim şehrin renkli bulvarlarında takılı kaldı.
Bir buğday başağında saklıydı umutlarım. Belki de bir kır çiçeğinde. Ama ben tılsımlı bir orkidenin cilvesine kapıldım.
Ben ki bozkırın, kekik kokan dağların, serin akan derelerin hakimiydim. Bir şeyler söylediler, büyülü sözler. Seçtim ama neyi? Bir hayat mı verilmişti bana ben mi seçmiştim sunulanlar arasından yazgımı? Bilemedim.
Evet! Ben seçtim. Ve ödedim bedelini beton yığınlar arasından güneşe ulaşmak için her çarptığımda pencere camlarına başımı. O zaman anladım ki her karar bir bedel ödetir ve ödenen en ağır bedel, hasrettir.
Ben, tatsız tuzsuz sularda bir yaban arısı. Gönlü yücelerde gözü balkon hatmilerinde takılı.
BABAYÂNÎLER